25 Ağustos 2021 Çarşamba

ÇİTO BABA

 1970 yılında üç arkadaş(Ben, Ahmet Ocakoğlu ve İsmail Çevik) Hoca Emmi'nin ziyaretine niyet ettik.Hoca Emmi Softalar yaylasında imiş.Dörtyol'dan bir araba ile Topaktaş yaylasına kadar gittik.Orada Ali isimli bir arkadaşa misafir olduk.Sabahleyin birKatıra eşyalarımızı (çay,şeker,sebze v.s) yükledik yola çıktık.Bir kaç saat yürüdük.Bir yere gelince hayvan sahibi buradan öteye hayvan çıkamaz dedi.Eşyalarımızı yüklendik .Çok sık bir orman içinde yürümeye zorlanarak tırmanmaya çalıştık.Önümüze bir patika yol çıktı bu yolu takip ederek Mığır7ın cevizlerinin bulunduğu yere geldik.bir kadın bize seslendi "Durun dervişler! uzaktan geliyorsunuz size bir ayran içireyim" dedi.Kadın Hoca Emmi'yi tanırmış.Söğüt'ten Kömbeci Süleyman'ın hanımı imiş.Büyük bir helke içinde yağı alınmamış ayran getirdi.arkadaşlara dedim ki "Bir tastan fazla içmeyin"Ayran rahatsızlık verir".Arkadaşlar helkeyi zorla elimden alarak hepsini içtiler.Tekrar yola düştük.Softalar yaylasında Hoca Emmi'nin yanına vardık.Gece çok soğuktu.Ayran içen arkadaşlar o gece o kadar rahatsız oldular ki yatamadılar.Ertesi gün Hoca Emmi bana "Şu kazanı getir" dedi.Getirdim "ağzını aç" dedi.Baktım ağzına kadar etli pilavla dolu idi.Biraz ekmeği bez içine çıkınladı.bunları Mığır'da gezdir.Kartal pınarından Erikli kayanın pınarına  oradan da Mığır'ın sivrisine çıkın.dünyayı seyredin, oradan inin  Zellemli'nin pınarına varın yemeği orada yiyin ancak yemek yemeden önce karıncaların hakkını unutmayın" dedi.Çıkın omuzumda söylediği yerler 5-6 saatlik mesafelerdi.Vergi güzergahlarda Zellemlinin pınarına vardık.Arkadaşlara"Gidin odun toplayın Zellemli'de pilavı ısıtırız" dedim.Arkadaşlar odun toplamadılar.Zellemlinin suyu pek tatlı idi.İçtikden kısa bir süre sonra idrara çıkma ihtiyacı hasıl ederdi..Ben kızgın bir şekilde odun toplamaya gittim.ateşi yaktım Kazanı ateşin üzerine ısınmaları için koydum.Arkadaşlar açlıktan kazanın etrafında dolanmakta idiler.Çok acıktılar.Kazanın yağları eridi.Kazanı iki taraftan tutup salladımÇakıl taşlarından oluşan çasak taşlarının üzerine kazanı pilavla birlikte savurdum.Kazanın içindeki et topakları pilavla birlikte aşağıya doğru savruldugitti.Bizimkiler açlıktan yere eğilerek yerdeki pilavları yemeye başladılar, karınlarını doyurdular.Namazı kıldık, dönerken bana "Seni derviş babaya şikayet edeceğiz" dediler.Hoca Emmi'nin yanına geldiğimizde bu durumu söylediler.Hocam dedi ki:"Çok güzel etmiş, şimdi çayı içecvek olmuşsunuz.Çünkü tok karnına çay içilmez.Birde demiştiya "Karıncaları unutmayın ha".Şikayetleri sökmedi,onlar kaybetti ben kazandım.Çünkü zellemlide pilavı yedirsem ikindi namazından sonraki çay içimini kaybedeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HER ZAMAN ŞIHLIK OLMAZ

 Mehmet Ali Hoca  kaynayan çaydanlığın kapağını elindeki bir bezle açmak için tutar.O sırada Oğlu Şıh mahmut yanındadır.Şıh Mahmut kalbinden...