25 Ağustos 2021 Çarşamba

MAHMUT AKMAN

 Hacı Şükrü'nün oğlu Mahmun Akman nakletmiştir:

1966-67 yıllarında ben bir gün hocamdan Kur'an dersi alıp eve geldiğimde aile fertlerinin tümünü heyacan içinde sevinçli gördüm.Babamız hacı Şükrü'nün bir misafirinin geldiğini , saçlarının omuzlarına kadar uzun , ayağında yemeni, elinde asası, nur yüzlü , uzun pardesülü nazarları üzerine çeken cazibeli biri" olduğunu söylediklerinde görmediğim halde kalbimde bir muhabbet başladığını hissettim.Onu grme isteğiyle o zamanki adıyla "Tarla Cami" sine gittiklerini öğrendim.Hızlı bir şekilde yürümeme rağmen Camiden çıkmış olduklarını gördüm.Onların mahteşem yürüyüşünü zevkle izledim.Tanışma gününden sonra bütün tatillerimi onun yanında geçirmeye başladım.

Yıl 1974.Kıbrıs harbi devam ediyor.Tüm yurtta karartma var.Mığır Sofdalar yaylasındayız.Vakit akşam olmak üzere .Hoca Emmi seslendi:"Hacı Yusuf şu evin önündeki kurumuş kamalak ağacını yak" dedi.Hacı Yusuf "Hocam, savaştan dolayı tüm yurtta karartma yapılıyor.Ateş yakmamız doğru olur mu?" dedi.Hoca Emmi "Yakın, yakın.O iş bitti " dedi. herkes şaşırdı.Ateşi yaktık o kadar büyük ateş oldu ki aşağı köylerden ve ovadan net bir şekilde görülmüş.Sabah namazdan sonra bir pınara giderken bir çobana rastladım.Elinde küçük bir radyo dinliyordu.Sordum:"Haberler nasıl?".Çoban dedi ki :"Savaş bitti, zafer bizim" dedi.Akşam ki ateşin zafer ateşi olduğunu o zaman anladım.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HER ZAMAN ŞIHLIK OLMAZ

 Mehmet Ali Hoca  kaynayan çaydanlığın kapağını elindeki bir bezle açmak için tutar.O sırada Oğlu Şıh mahmut yanındadır.Şıh Mahmut kalbinden...